Total Pageviews

Sunday, November 13, 2016

Tebriz/ Aliasghar HAGHDAR

“Bu şehrin havası ne kadar da kasvetli”dedi. Sağ eliyle gözlerine gölge yaparak Erk kalensi’in zirvesine gözlerini dikti. Güneş gözlerini kamaştırınca; Güneş gözlüğünü taktı.Başını çevirdi, hasret ve hayranlıkla binanın unutulmuş görkeminden ve tahribatından söz etti. Ses tonunda zevk ve ızdırap biraradaydı. Sesindeki titreme binaya karşı duyduğu saygıdan dolayıydı.Gözleri yaşardı.Yüzüne baktım. Elini elimin içinde tuttum. “Bu şehrin hikayesi ilginç olmalı.” dedi. Tarihin derinliklerinden yükselen ve insanların kalbinde ve zihninde yaşayan bir şehir.Defalarca depremler, savaşlar ve hastalıklarla viraneye dönenbir şehir. Defalarca yeniden inşa edildi ve şimdi bu bina gibi tarihi simgeleri ile hala ayakta olan bir şehir.Halkı gibi dimdik, güçlü ve samimi. Tebriz’e ilk gelişiydi.Elimi sıktı Ve tekrar Erk kalesin’in yapısına göz dikti. Erk’in etrafında birkaç dakika yürüdük. Sonbaharın soğuk rüzgari Tebriz’in ağaçlarını savuruyordu. Elimi elinden çektim ve bir sigara yaktım.Benden bir sigara istedi ve yanımda sesizce ve düşünceli yürümeye devam etti. “Bu şehrin hikayesi uzun bir hikayedir.Eski milenyumlardan başlar ve tarih ve coğrafyanın dönemeçlerinde bir ırmak gibi akar.bu hikayeyi sana anlatırım. Sana ki…’’.dedim “Dinliyorum.Beni Tebriz sokaklarına götür.Yıkıntılarını anlat ve geride bıraktığı huzur ve ihtişamı. Ordan burden duyduklarımdan Abbas Mirza savaşlarında şehir teslim ve talan olmasın diye Tebriz’li kadınlar altınlarının bir yığınını savaş tazminatı için hibe etmişler. Duyduğuma göre uzun yıllar boyukendineözgü bir görkemi varmış.’’Dedi. Kraliçe Tümrüs adını bu şehirden almış olmalı?!, Selcuk kraliçesi Türkan hatun’dan çok az bir şey biliyorum. Kısaca okuduklarımdan Tebriz’li kadınlar erkek kıyafetleri giyerek meşrutiyetçilerle birlikte direniş siperlerinde bulunmuşlar.Biliyorum kentin ozanları aşıklardır. Erk kalesin’in yanında ki bir banka oturduk. Sigarasından bir nefes alıp izmaritini yere attı.Tebriz’in sonbahar soğuğu onu rahatsız etmesindiye paltosunun yakasını boynuna sardım. Bana baktı ve başını kale’ye doğru çevirdi. Sanki kale’de vazgeçmek istemediği birşey bırakmıştı. Tebriz’I görmüş olduğu için sevinçliydim. Kendimi mutlu hissediyordum. Kendini paltosunun içinde toparlar ken fısıldadı“ Bu şehrin havası ne kadar da kasvetli” dedi. Banktan kalktı ve Erk kalesin’in çevresini dolaşmaya başladı. Bir aşığın sevgilisinin etrafında tavaf etmesi gibi dolaştığını gördüm.Eli cebinde ve düşünerek kaç adımdan bir Erk kalesin’e bakıyordu. Erk’in etrafında bir tam tur attıktan sonar bana doğru geldi, düşünceli ve yapıya dalmış bir şekilde yanımda oturdu.


No comments:

Post a Comment